Bugün, on binlerce ürün yapay tatlandırıcıları içeriyor ve onları dünyadaki en çok kullanılan gıda katkılarından biri yapıyor. Sıfır kalorili diyet içecekleri ve düşük kalorili atıştırmalıkların en şeker bağımlısı tüketicilerin bile tadını çıkarabilecekleri kadar tatlı olmasını sağlıyorlar.

Tatlandırıcılara yeni bir bakış

Hoffmann, bu konuyla neden ilgilendiğini açıklıyor: “Bu kalorili olmayan yapay tatlandırıcıların günlük diyetlerimize eklenmesine rağmen, obezite ve diyabette ciddi bir artış var” dedi.

Yaptıkları çalışma, vücuttaki yapay tatlandırıcılar tarafından işlenen biyokimyasal değişikliklerin bugüne kadar ki en derinlemesine incelenmiş araştırmadır.

Şeker ve tatlandırıcıların, hem hücre kültürlerinde hem de sıçanlarda kan damarlarını (vasküler endotel) nasıl etkilediğini anlamak istediler.

Bu nedenle, iki şekerin (glikoz ve fruktoz) ve sıfır kalorili tatlandırıcılardan olan aspartam ve asesülfam potasyum üzerinde duruldu . Benzer şekilde tatlı fakat kalorifik olarak zıt bileşikleri karşılaştırmak için, onları farelere beslediler ve 3 hafta sonra değerlendirdiler.

İlginç bir şekilde, deneyler şekerin ve yapay tatlandırıcıların her ikisinin de kan damarlarının çalışma şeklini bozduğunu ortaya koydu. “Çalışmalarımızda, hem şeker hem de yapay tatlandırıcılar, birbirinden çok farklı mekanizmalarla da olsa, obezite ve diyabetle bağlantılı olumsuz etkiler gösteriyor.” Brian Hoffmann, Ph.D.

Araştırmacılar gözlemledikleri vasküler değişikliklerin diyabet ve obezitenin başlaması ve ilerlemesi sırasında önemli olabileceği sonucuna varmışlardır.

Biyokimyasal değişiklikler

Hem şeker hem de yapay tatlandırıcılar, sıçanların kanındaki yağ, amino asit ve diğer kimyasalların seviyelerinde değişiklik yarattı. Özellikle, yapay tatlandırıcılar, vücudun yağ işleme ve enerjisini alma şeklini değiştiriyor gibiydi.

Şimdi bu değişikliklerin uzun vadede ne anlama gelebileceğini çözmek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.

Ayrıca tatlandırıcı asesülfam potasyumun vücutta yavaşça biriktiği tespit edildi. Daha yüksek konsantrasyonlarda, kan damarlarına verilen hasar daha ağırdı.

Hepimizin cevaplamasını istediğimiz soru “hangisi daha güvenli, şeker mi, tatlandırıcı mı?” Fakat, elbette, iç kimyasallarımıza gelince, hiçbir şey o kadar kesin değildir. Hoffmann’ın dediği gibi, ‘Şeker ve obezite ile ilgili genel sağlık sonuçlarını çözmenin anahtarı ‘’yapay tatlandırıcıları kullanmayı bırakmak diyecek’’ kadar basit değil.

Ancak Hoffmann dediği gibi, “Bu yabancı maddeleri kronik olarak tüketirseniz (şekerde olduğu gibi), olumsuz sağlık sonuçlarının riski artar.”