İŞLENMİŞ ET ÜRÜNLERİ: LEZZETİN GÖLGESİNDE GİZLENEN TEHLİKE

İŞLENMİŞ ET ÜRÜNLERİ: LEZZETİN GÖLGESİNDE GİZLENEN TEHLİKE

ETİN BESLENMEMİZDEKİ YERİ VE ÖNEMİ

Et, sağlıklı ve dengeli beslenmenin en önemli bileşenlerinden biridir. Vücut için gerekli olan protein, vitamin ve minerallerin başlıca kaynağı olan et, özellikle demir, çinko, selenyum ve B6 B12 vitaminleri açısından zengindir. Kırmızı et (sığır, dana, kuzu, koyun) çeşitleri, esansiyel aminoasitler ve enerji açısından büyük bir değer taşır. Ancak son yıllarda tüketimde artış gösteren işlenmiş et ürünleri konusu, sağlık açısından önemli riskler barındırması nedeniyle daha fazla dikkat çekmektedir.

İŞLENMİŞ ET ÜRÜNLERİ VE SAĞLIĞA ETKİLERİ

İşlenmiş et ürünleri, günlük yaşamda birçok kişinin tüketmeyi sevdiği ve kolayca ulaşabildiği gıdalar arasında yer alıyor. Ancak bu pratik ve lezzetli görünen seçenekler, uzun vadede sağlığımız için ciddi riskler taşıyabiliyor. İşlenmiş et ürünleri; salam, sosis, sucuk, pastırma, jambon ve konserve et gibi, çeşitli işlem ve katkılarla hazırlanan hayvansal ürünlerdir. Bu ürünler; tuzlama, kürleme, tütsüleme, fermantasyon, dondurma ve ısıl işlem gibi tekniklerle raf ömrü uzatılarak pazara sunulur. Görünüşte kullanışlı ve lezzetli olsalar da, bu işlemler sırasında eklenen katkı maddeleri, mikroorganizmalar ve kimyasal değişiklikler insan sağlığına zarar verebilecek boyutlara ulaşabilmektedir.


Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 2015 yılında işlenmiş etleri “insanlar için kanserojen” olarak sınıflandırmıştır. Günde sadece birkaç dilim pastırma veya bir sosisli sandviç tüketmek bile kolorektal (bağırsak) kanseri riskini %18 oranında artırmaktadır. Yapılan çalışmalar, düzenli işlenmiş et tüketiminin tip 2 diyabet, kalp hastalıkları, hipertansiyon ve hatta doğurganlık sorunlarıyla ilişkilendirildiğini ortaya koymaktadır.

Özellikle hamile kadınlar ve çocuklar için bu ürünlerin oluşturduğu kimyasal yük,
gelişimsel sorunlara yol açabilecek düzeydedir.


İşlenmiş etlerin en çok tartışılan bileşeni: sodyum nitrit. Bu katkı maddesi, etin kırmızı rengini korur, lezzetini artırır ve mikroorganizmalara karşı koruma sağlar. Ancak yüksek sıcaklıklarda pişirildiğinde, nitritler nitrozamin adı verilen kanserojen bileşiklere dönüşebilir. Bu maddeler, DNA’ya zarar vererek hücre mutasyonlarına neden olabilir. Ayrıca bu ürünlerde sıkça kullanılan sofra tuzu (sodyum klorür), yüksek miktarda alındığında kan basıncını artırarak hipertansiyon, kalp krizi ve felç gibi hastalıklara zemin hazırlar. Sadece katkı maddeleri değil, kullanılan hammaddeler de risk faktörüdür. Yapılan araştırmalarda, işlenmiş et ürünlerinin bazılarında dana eti yerine düşük maliyetli kanatlı eti, sakatat, soya proteini, deri ve kemik gibi maddelerin kullanıldığı tespit edilmiştir.

Hijyen koşullarına uyulmaması durumunda ise, et ürünleri Salmonella, E. coli, Listeria gibi tehlikeli mikroorganizmaların taşıyıcısı haline gelebilir. Bu mikroplar gıda zehirlenmeleri başta olmak üzere, ciddi bağırsak hastalıklarına yol açabilir.

DAHA AZ İŞLENMİŞ ET ÜRÜNLERİ YEMEK İÇİN GÜÇLÜ VE ETKİLİ
İPUÇLARI

  1. Değişimi Kademeli Ama Kararlı Yapın
    İşlenmiş et ürünlerini hayatınızdan bir anda tamamen çıkarmak zorunda değilsiniz.
    Ancak unutmayın, sağlıklı bir yaşam için bu yönde atacağınız her adım değerlidir.
    Değişimi yavaş yavaş ama kararlılıkla yapmak, bu süreci hem sürdürülebilir hem de etkili
    hale getirir.
  1. Etiketleri Okumak Bir Alışkanlık Değil, Bir Gerekliliktir
    Satın aldığınız her işlenmiş et ürününün içeriğini mutlaka okuyun. Sodyum nitrit, MSG
    (çin tuzu) ve aşırı tuz gibi sağlık için riskli katkı maddelerini içeren ürünlerden uzak
    durun. Ne yediğinizi bilmek, sağlığınız üzerindeki kontrolü elinize almanız demektir.
  1. Günlük Tüketim Sıklığını Mutlaka Azaltın
    Sabah, öğle ve akşam öğünlerinde işlenmiş et tüketmek; sindirim sisteminize, kalbinize
    ve bağışıklık sisteminize fazladan yük bindirir. Bu tür ürünleri günde yalnızca bir öğünle
    sınırlamak, sağlığınız için atılacak büyük bir adımdır.
  1. Sağlıksız Olanı Sağlıklısıyla Değiştirin
    Jambon, pastırma, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünlerini tavuk, somon, hindi, ton balığı
    gibi daha sağlıklı et çeşitleriyle değiştirin. Örneğin:
  • Sandviçteki jambonu, derisi çıkarılmış barbekü tavuk, peynir veya ton balığıyla
    değiştirin.
  • Kahvaltıda pastırmayı hellim peyniri veya fırında pişmiş fasulye ile değiştirin.
  • Pizzadaki pepperoni yerine tavuk, kıyma veya karides kullanabilirsiniz.
    Küçük değişikliklerle daha sağlıklı tercihler yapabilirsiniz. Bu sayede hem lezzetten ödün
    vermez hem de bedeninize zarar vermezsiniz.
  1. Bitki Bazlı Proteinleri Mutlaka Beslenmenize Dahil Edin
    Tofu, mercimek, nohut ve fasulye gibi bitkisel proteinler; hem vücudunuzu besler hem de
    işlenmiş etlerin yol açabileceği sağlık sorunlarının önüne geçmenizi sağlar. Etin
    alternatifi vardır ve bu alternatifler en az et kadar doyurucu olabilir.

Sonuç olarak işlenmiş et tüketimini azaltmak; kanser, kalp hastalıkları ve diyabet gibi
riskleri düşürmenin yanı sıra genel sağlık kalitenizi artırmak için atabileceğiniz en etkili
adımlardan biridir. Küçük dokunuşlarla başlayan bu yolculuk, zamanla çok daha büyük
ve kalıcı bir fark yaratabilir.


Sağlığınız için, tabağınızı bilinçle doldurun!

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR